Rek.+ Hayvan barınak

Yasaklı Site

11 Aralık 2014 Perşembe

Ateşli biriyle tanışın Adı Kibrit


KİBRİT TARİHÇESİ VE GELİŞİMİ

Bazen gerçekten garip bir tip olduğumu düşünüyorum ince,  kuru  O kadar  parlak  kıvılcım
saçarım,  Öylesine  çabuk kızarım  ki , bir anda tutuşur  İnsanlar,  benim bu huyumu bilirler
ve  beni  kullanırlar. Kızgınlığa  eğilimim ise, tabiatımın  bir  parçasıdır. Aslında, parlamazsam

Çevremdekileri  kızdırırım. Bunun  iyi  bir nedeni  var  ben  kibritim.  Genellikle  çok doğal
saydığınız dan  pek düşünmediğiniz varlığımı, sadece  alev  almadığım  ya da  kutumun  boş olduğu  zaman  fark edersiniz;  bu  doğru değil  mi ?   Oysa  eski  zamanlarda  yaptıkları gibi

iki  çubuğu  birbirine  sürterek  veya  parmaklarınızı  ezme pahasına  bir  çakmak  taşını çeliğe
vurarak,  kuru  yaprakları  tutuşturmaya  çalışırken sizi   görmek  isterdim !  Her iki durumda
 da  mütevazı  kibrite  teşekkür  edersiniz.
    
ALEV ALACAK  KİBRİTİ  İCAT ETMEK
Soyumun  öyküsü, pratik  bir şekilde  ateşleme  için  yapılan deneylerle  dolup taşmaktadır
17. yüzyılda  bile,   Alman   kimyageri   Hennig  Brand  fosforu  bulduktan  sonra, ateşleme

işini   kolaylaştıran  bir şeyi   icat  etmenin  mümkün  olacağı düşünüldü. Oysa bu, bilim  adamlarının  sandığından  daha  fazla  zaman  aldı.

Fransız  Jean  Chancel,  19. yüzyılın  başında  potasyumklorat şeker  ve  Arap  zamkın dan  yapılmış,  kolay  ateş  alan  bir macun icat  etti.  
Onu  tutuşturmak  için  küçük  bir  miktarı,kükürt  emdirilmiş  bir  çubuğun  ucuna  konur  ve  bu,   sülfürik,  aside   batırılmış  asbestletemas  ettirilirdi.  
Bu  herhalde  cepte  taşınacak   bir  şey   sayılmazdı!

Türünün  ilki   olduğu  sanılan  sürterek  tutuşan kibriti  veya sürtmeli  ateşi 1826  yılında İngiliz eczacı    john   Walker  icat  etti.  bu kibrit, sonra  Lusifer   kibriti  veya lusifer  olarak tanınmaya   başlandı   neden  lusifer   Çünkü   bu  kelime,  ışık  getiren anlamındaki  Yunanca  fosfor  sözcüğünün  Latincesi !   Aynı   Yunanca  kelime  2.  Petrus   1:19'da ışık  taşıyan veya  sabah  yıldızı  olarak  kullanılmaktadır!  İspanyolca veya  portekizce   gibi  bazı dillerde beni   hala  Fosforo  olarak  adlandırırlar.

Walker'ın   kibriti  icat ettiği  sıralarda  Prometheanlar  sahneye çıkmaya başladı  yunan mitolojisinde  Titanlardan   olan  prometheus  Olimpos'tan  ateşi  çalıp  insana verdi.   
Onlar,   Chancel'in   buluşuyla  bugünkü  kibrit  arası   bir  yapıdaydı  potasyum klorat şeker  ve zamk  karıştırılıp  ince  bir  kağıt  içine  sarılırdı. Bir  ucunda   sülfürik  asitle dolu, camdan  küçük bir   kapsül   vardı .  
Cam  kırılınca,  kolay  ateş  alan  macunla  birleşen asit tutuşurdu. 

Beagle  adlı  gemiyle  Güney   Amerika'da  seyahat  ederken,  Charles  darwin urugu,  ayda
bir  promethean'ın   camdan kapsülünü   ısırarak  kırdı   ve tutuşmasına  yol  açarak  kolay yarattı Bunlar,  sürtüşme  değil,  kimyasal  tepkime  kibritler  

O  sıralarda  italyan  kimyager Domenico   Chigliano  da  bana  ilgi  gösteriyordu,  çeşitli denemeler  yaptıktan  sonra, küçük çubukların  ucunda   katılaşması  sağlar  antimonsülfit  ile  başka ögelerden  oluşan  ve kolayca  tutuşan  bir  macun  hazırladı.  Pürüzlü  bir  yüzeye  sürtülen  macun  hemen ateş alırdı. 

Macunun esas  bileşimini  oluşturan potasyum kloratla  beyaz fosfor,  hem zehirli,  hem de tehlikeliydi.  Zamanla  bu  madde,  kurşundioksit  veya  kırmızı  kurşunla birlikte  manganezdioksit ve  kırmızı   fosforla  yer  değiştirdi.  Dolasıyla, üretimdeki  zorluklar da 

AĞAÇ  KÜTÜĞÜNDEN  KİBRİTE
Bugün  acaba  nelerden  yapalım  Kısa, ince,  kuru  gövdem, köknar, çam veya  beyaz kavaktan  yapılmış  olabilir. Başım  ise  genellikle  fosforsülfit , klorat,  demir  ve çinko asit, cam tozu
ve  kauçuk yada  zamk tan yapılmaktadır. 

Tabii, kibrit  ailemizde  bol  çeşit  var  ve  bizi  taşıyan  kutular, daha da  çeşitlidir.
Ben  adi   mutfak  kibrit tim,  birde  cerino   adlı  mumlu  kibrit var çubuğu  kıvrılmış  mumlu kağıttan  yapılan  tipik  bir İtalyan  ürünüdür.  Ayrıca  İsveç  kibriti de  var;  onun  fosforsuz
kafası  öylesine   özel   yapılmıştır  ki   yalnız  kendi  kutusunun fosforlu  şeridine  sürtüldüğünde  yanar.

Basitçe  söylemek  gerekirse  üretimimiz üç  evrede  gerçekleşir. İlkin gövdem  olan  kibrit çubuğu hazırlanır;   sonra  yanıcı  macun  karışımı   yapılır.  son olarak da  bu  iki madde birleştirilir.

İlk   evrede,   ağaç  kütükleri  kabuğundan  ayrıldıktan sonra, kesiti  kare veya dikdörtgenolan  milyonlarca  ince  çubuğa   bölünür.  Öte  yandan,  mumlu  kibriti  yapmak için,  kıvrılmış
mumlu  kağıttan  oluşan   uzun  şerit,  yuvarlak  delikli  bir  kalıptan   geçirilir.  
Sonra daiki   buçuk  santimlik parçalar  halinde  kesilir.
Ucundaki  macun, türlü  kimyasal  maddelerden  yapılır ve kibritin cinsine  göre  değişebilir.
Son  evre,   iki  kısmın  birleştirilmesidir.  Biz  kibritler,  başımız  -aşağıda olmak  üzere  bir kalıba  koyarız   ve  başımızdan macunla  kaplı   bir  rulo  geçirilir.


Daha sonra  kurumaya  bırakılır  ve  sonra  paketleriz.  Başımızı sürttü, günüz  pürüzlü yüzey kibrit   kutusunun  yanına  sürülen  cam  tozuyla  karışık  bir  tutkal   tabakasıdır. Bir  zamanlar   tüm  üretimimiz elle  yapılırdı.  şimdi  ise,  makineyle  yapılmaktadır. Artık  bizlerden  milyonlarca   yapılmaktadır. 

Uyarıcı  kısa  bir  söz.  Bizi   çocukların  erişebileceği  yerlerde   bırakmayın. Onlar, çok meraklı     ve  yetişkinlerin   kopyasıdır.  
Birde bakarsınız  başımı   kutunun  yanına sürtmüş  ateşli  karakterim   gereği  hemen   tutuştuğum dan   küçücük  bir  alev, büyükbir   yangına  yol   açabilir.   öğleyse  beni   dikkatli   kullanın .

Konuk yazar  zerrin_ce 




Bizi Takip Edin

Share

Hiç yorum yok: