Rek.+ Hayvan barınak

Yasaklı Site

27 Nisan 2015 Pazartesi

Kum Saati (Makale)


HAYATIMIZ BİR KUM SAATİ GİBİ


Canım  sıkkın  bu gün,  sıkılıyorum  sebepsizce,  farklı  bir şeyler  yapmak istiyorum, beni mutlu  edebilecek.   
Bir kaç  eski dostu  aradım,  Sahilde  yürüşe çıktım, kitap okumaya çalıştım  ama  mutlu olamadım.

Birden  aklıma  Oyuncaklarım geldi. 
Evet  beni   çok  mutlu  ederdi  oyuncaklarım,  her ne kadar çocukluğumda  çok fazla oyuncağım  olmasa da  biz  küçük şeylerle  mutlu  olmasını  becerebiliyorduk. 

İlkokul  yıllarımda  her  yılbaşı  halam  bize oyuncak  alırdı. Yeni  oyuncaklar çok severdim,   yılbaşlar  oldum  olası  beni  çok  mutlu  ederdi,  sırf  eskimesin  diye   oynamaya kıyamadığım   oyuncaklarım da  vardı.  

Şimdi  yanımda  hiç  yoktu  oyuncağım  ne yapmalıydım  bel kide   mutsuzluğumun  sebebide buydu.  Oyuncaklarla oynamak  beni  çocukluğuma  götürürdü herzaman.

İçimdeki   çocukluğun  ölmesini  hiç  istemedim  ben  ya   kaybetseydim  çocukluğumu   acaba, çocuklar  gibi  ağlayıp bu   kadar  sevebilir  miydim   herkesi  kendimi.

Başkalarına  sevdirmek   için  bukadar   çaba   gösterirmiydim  en  küçük  olaylarla  mutlu olmayı  becerebilirmiydim,  en kötüsü  ise  yarın  için  umutlarım  olabilirmiydi.  

Evet  hiç  kaybetmedim  ben  çocukluğumu,  hep umutlarım oldu,  hayallerim oldu. küçücük çocuklar gibi   herkesi   kendimi  sevdirmeye  çalıştım  herşeyden  mutlu  olmayı başardım.


Oyuncaklarımı  düşünürken  aklıma   kum saatim  geldi   aslında  oyuncak  değildi  bu  bir hediye,  bence  içinde  bir  çok  anlam  taşıyan . bir  hediye  idi  kum  saati  boş  gözlerle baktığımızda.

Aslında, çok  fazla  bir  anlam  ifade  etmez  Onlarla  ilgili   aklımıza  ilk  gelen,  altı üstü geniş, 
beli  ince,  içerisindeki   çok ince  taneli  kumun  bir  delikten geçip diğer  tarafına  akan  cam 
fanuslardır.

  Ben  kum  saatimin   karşısına  geçer. kumların  bir  hücreden diğerine geçişini izlerdim, beni  rahatlatırdı,  kafam  dolu  olduğu  mantıklı düşünemediğim  günlerde  sessiz  bir odaya geçer  kum  saatimi ters çevirirdim.

Kumların  diğer  tarafa  geçmesini  izler  kafamı  dağıtır, rahatlardım aslında bir bakıma farkıma  varmadan   hipnoz ederdim  kendimi.

Sonrasında   daha   sakin  olur,  daha  mantıklı   düşünürdüm.  aslında,  o kum  saati  bana hayatı   hatırlattı.
Hep  ters  çevirdiğimde  hızlıca  kumlar  diğer tarafa  geçmeye  başlardı. kum  bitinceye  kadar izlerdim.  
Kum bitince de  kafam   çoktan  rahatlamış  olurdu  herşeyinin  sonunun olduğunu,  üzülmenin bana  bir şey   katmadığını   anlardım  aslında  hayatta  böyle  değilmidir.

Bizim  Ömrümüz   o  kum saatimiz,  hızlıca akmaya başlar.  bizim  ömrümüz  kum saatinde kumlar  kadardır.
Biz  karar  veremeyiz  kumun   miktarını. Bir  afrika   sözü  vardır.  "Sular yükselince, balıklar 
karıncaları  yer, çekilincede  karıncalar  balıkları"  Kimse  bugünkü üstünlüğüne  ve  gücüne güvenmemelidir. 
                                                                                                                         
Çünkü  kimin kimi  yiyeceğine   su  karar verir. Bizim yaradanımız  bize bir  ömür   biçmiş,  o kum  saatine  kumumuzu  koymuş  ve saatimiz çalışmaya   başlamış  biz sadece  saatimizin çalışmaya   başladıgını   biliriz.  
Biz  çok  düşünmeyiz  zaman  o  kum taneleri   gibi  akmaya  başlar.  biz  çok  yavaş  aktığını   düşünürüz.

Ama aslında  çok  hızlıdır.  bu  gün  bakın  geçmişinize  hatırladığınız  en eski  olayı  anıyı düşünün   Şimdide   günümüze  gelin  ne kadar  zaman geçmiş  hatırlayın  sanki  dünmüş  gibi değilmi   zamanın  değerini   biz  hiç bir zaman   bilemedik. 

Şöyle  düşünün  tüm  geçmişinizi, aklınıza  neler  gelcek  iyi,  kötü, güzel,  çirkin bu güne kadar yaşadığımız, tüm olaylardan  bize  kar  kalan  yaşadığımız  mutlu  anlardır.

Hafta  içi bir  gün    sabah saatlerinde  dışarı  çıkıp,  işe giden   insanları  seyredelim. yüzlerinin nasıl  asık  olduğunu,   ne  kadar   mutsuz  olduklarını  birbirleri  ile  hiç  konuşmadıklarını. 

Günaydın  kelimesini  bile  binbir  güçlük ile  söylediklerini   gözleyelim,  hafta  sonu  bir  sabah ise  bir çocuk   parkına   gidelim.
Orada  oynayan  çocukları  gözleyelim  birbirlerini   hiç tanımayan   çocukların  birbiri  ile nasıl  hoşca  vakit   geçirdiğini  birbiri  ile  ne  kadar  çabuk    uyum sağladıklarını farklı oyun  oynarken  ne  kadar  mutlu  olduğunu  görelim ve içimizdeki  çocukluğu  asla kaybetmiyelim.

Yeni  başlayan  her  gün,   kum saatimizdeki  kumun  biraz eksilmesi  demek. her  yeni  gün demek biz yaşadığımız  her günü, bir önceki gün nasıl yaşadıysak öyle yaşarız hayatımızdaki değişiklikleri  kabul  etmeyiz.

Hayat  şartlarına  o kadar  kaptırırızki  kendimizi  hızla  tükenen  kumları adeta  görmezden geliriz.
Haydi    yepyeni  bir güne  başlayalım  kum  saatimdeki kumun  bir miktar   daha eksildiğini  
kabul  edelim. 

Öncelikle  aslında  üzülmemiz gereken bir şey  bu ama  biz üzülmeyelim  gereken  bir şey  bu 
ama üzülmeyelim,  şimdiye   kadar  değerini   anlayamadığımız  hayatı  bundan  sonra 
değerini  anlayıp  yaşayalım.

Bir İnsan  bir  tebessüm  ile  kendinden  bir şey  kaybetmeden   karşı  tarafı   mutlu edebilir. 
öncelikle  güleryüzlü   olmamız  gerekiyor, hayat  şartları   ne kadar  zor  olsada gülümsememizi   hiç  eksik  etmiyelim.

Yepyeni  bir  sabaha  yüzümüzdeki  tebessüm ile  başlıyalım , tüm arkadaşlarımıza  bir tebessümle  günaydın diyelim.  onların  bakış  açısı  bile  değişecektir.onlarda  bundan  mutlu olacaktır bundan.

Yaşadığımız   günü  daha güzel,  kılmak için sevdiğimiz  insanları  arıyalım  seslerini duyalım , onları  ne kadar  sevdiğimiz insanları  arıyalım  seslerini  duyalım  onları ne  kadar 
sevdiğimizi  söyleyelim   böylece sevdiğimiz  söyleyelim  böylece  sevdiğimiz insanları  da   mutlu etmiş oluruz. 

Yine  güne  güzel  bir   başlangıç   yapabilirler sevdiğimiz  kişilere  seni  seviyorum demekten hiç  bir zaman   korkmayın   duygularınızı içinize  atmayın  seven  bir  gönül   asla kötü olamaz   unutmayın  kum  hızlıca  akmakta,   belkide  bunu yarın  söylemek  için  fırsatınız olmayabilir.


Bir güler  yüz  ve sevgi  sözcükleri,  ile  sevdiğimiz  insanların yanlarında mutlu  olmaya çalışalım  hayatın  sevince  ve sevilince  güzel  olduğunu  asla  unutmayalım  vaktimizin değerini  vaktimizin  değerini  çok  iyi   anlayalım, boş  şeylerle değerli  vaktimizi  asla harcamıyalım.

Bunları   farkına  vardığımızda  o kum  taneleri   hala  aynı hızla  akıyor  olacak  ama  biz   hayatı  doyarak   yaşarsak  o kum tanelerinin   hızı  veya ne kadar   kaldığı  bizi etkilemiyecek. 
Kapagözlerini   zaman  19: 48

Konuk yazar  Zerrin_ce 




Bizi Takip Edin

Share

24 Nisan 2015 Cuma

Zaman Tutma Cihazları

ZAMAN   TUTMA  CİHAZLARI

Binlerce  yıldır, cihazlar,  ölçmek ve izlemek için kullanılır.  olmuştur.
zaman  Mevcut  altmışlık  sistem  süresi   ölçümü  yaklaşık 2000  Milattan önce
Tarihleri   sümer    Eski   Mısırlılar  iki adet   12  saatlik   süreler halinde  gün bölünmüş

ve geniş  kullanılan   dikili  taş  Güne'şin   hareketini,   izlemek  için  Onlarda  geliştirilen su  saatle  mutemelen  ilk  kullanılan   Amun re  semt  ve daha  sonra da  Mısır  dışında  Onlar  tarafından  Sık,  sık  kullanıldı.

Antik  yunanlılar,  onları   çağırdı   Hanedanı aynı zamanda  etrafında  çıkış   Su saati
Gelen  tanıtıldı  cihazları  kullanılmış   İnanılan   Mezopotam ya  gibi  erken  Milattan önce 
2000  olarak   Diğer   antik   timekeeping  cihazlar,  dahil   Avrupanın  bazı  bölgelerinde  

Kullanılan  kum saati  bir su  saati benzer  güneş  erken saati Güneşli   bir günde  Saat iyi bir tahmin  sağlamak için gölgeler  dayanır.

Bu  bulutlu   havalarda  ya da  geceleri  çok  yararlı  değildir. ve   mevsim  değişikliği 
Gibi  yeniden  kalibrasyon  gerektiren   Dünya'nın  ekseni  ile  uyumlu  değildir.  


Bilinen  en eski  saat maşası  aralıklı   hareketleri  içine  dönme  enerjisini  transfer   mekanizmasıdır.  Milattan  önce 3  yüzyıla  kadar  uzanan  antik  Yunanistanda
Çinli   Mühendisler  Sonra  içerenler  Saatlar  icat  eden 10.yüzyılda  maşası  mekanizmaları 
Tarafından  tahrik  su saatlerini  icat  ağırlıkları  vardır.

Akış  hızının  sabit  olmayıp, işlemin toplam süresinin  sabit  oluşu  bu saatlerin  dezavantajıdır. Saatlerde  kumun  yanında,  zaman, zaman  pudra  haline  getirilmiş 
yumurta  kabuğu  civa,  ya da İnce toz   siyah  mermer de kullanılmıştır.  kum saati  Avrupa'da  ilkez   8. yüzyılda bir  papazın   buluşuyla  kullanılmaya  başlanmıştır.  

Camcılık   becerisi   geliştikçe,  kumun  doldurulduğu  ağızda  eritilecek   kapatılmış  ve nemlenerek   akışın  zorlaşmaması  sağlanmıştır.


Mum  saati  petrol  lambasının alevi  ile   çalışan  saat  mekanizmasında, tüketilen   yağın bölmeli  bir  saydam   kapta  izlenmesi   ya da  kısalan  mumun  gölgesinin   arkadaki   bir cetvel   üzerindeki   boyuna göre  zaman   belirlenen  saatdir.





Bizi Takip Edin

Share

18 Nisan 2015 Cumartesi

KADINLARA VE YAPTIKLARI İŞE DEĞER VERMEK


KADINLARA VE  YAPTIKLARI   İŞE  DEĞER  VERMEK
                                                        
Üç  bin  yıl  önce,  Lemuel   adında  bir  adam  yetenekli   bir  kadını   övgü  dolu  sözlerle  
anlattı.   Bu  sözler   Kutsal   Yazılarda   süleymanın   Meselleri  kitabının  31.  kitabında  
kayıtlıdır. 

Değerli   nitelikleriyle   övülen    bu  kadının   çalışkan olduğu  kuşkusuzdu  Ailesine  bakıyor, Pazara   gidip   ürettiği malları   satıyor.  Tarla  alıp  satıyor,   ev  halkına  giysiler  dikiyor.
ve  tarlada  çalışıyor.


Bu kadının   özellikleri  olağan  sayılmıyordu   Oğulları  kalkar  ve  ona  mutlu  derler   Kocası'da   kalkar  ve  onu  över    Böyle  bir  kadın    paha  biçilmez  bir  hazinedir. Mukaddes   kitap   onun  değeri   yakutlardan  çok  üstündür.  der  Süleymanın   Meselleri  31 10 28

Lemuel'in   zamanından   bu   yana   kadınların  yapması  gereken   İşler de  daha  da karmaşık  hale  geldi.  


Yirminci  yüzyıldaki   rolleri   çoğu   kere   onların  aynı anda,  eş,  anne,  hasta bakıcısı   öğretmen   olarak   görevlerini    yerine  getirmenin   yanı  sıra  eve  ekmek getirmelerini   ya da tarlada   Çalışmalarını da   gerektiriyor.    

Sırf   çocuklarına  yeterli  besinlerini   sağlaya   bilmek  için   kahramanca  özverilerde  bulunan sayısız  kadın  var.  Bu kadınların   hepsi  de  taktiri   ve  övgüyü   hak  etmiyor  mu?


EVE  EKMEK  GETİREN  KADINLAR
 
Bugün  her zamankinden   daha  çok  kadın  ailesinin  geçmişine  katkıda  bulunmak  ya da   ailesini   tek başına   geçindirmek  üzere   evin  dışında   çalışmak  zorundadır. 


Ev  işi   kadınların   yaptığı   tek  iş   değil   dünyanın   her  yerinde   yalnızca   ev  kadını olduğunu  söyleyebilecek   kadınların  saysı   oldukça  az  diyor.  Üstelik   kadının  cazip   bir işte  çalışması    çok  ender   bir  durumdur.  
Dergiler  de  ve televizyon   dizilerinde  Kadınlar lüsk   bürolara  kurulmuş  yöneticiler  olarak   gösterebiliyorsa  da,   gerçek  genelde   bambaşkadır.


Dünyada  kadınların   büyük  çoğunluğu  az kazançlı   ve  zahmetli   işlerde  saatler  boyu çalışıyor. Yüz milyonlarca   kadın   ürün  yetiştirerek  ailesine  ait   tarlayla  yada  hayvanlarla ilgilenerek  açık  arazide  çalışıyor.  Genelde  çok  düşük    bir ücretle    yada ücretsiz   yapılan 
bu iş sayesinde   dünyanın  yarısı  besleniyor 

Zerrince__




Bizi Takip Edin

Share

ANNE VE ÖĞRETMEN ( MAKALE)


ANNE  VE  ÖĞRETMEN                                                
  
Bir  anne  çocuklarının   duygusal   sağlıyla da   ilgilenmelidir.  Anne çocuğun   Sevgi  ve sevecenlik    göstermeyi    öğrenmesinde  yaşamsal   rol  oynar.  ki  bu   yönde   verdiği  dersler 
onun  bedensel   ihtiyaçlarını    karşılaması   kadar  önemli   olabilir. 


Bir  çocuğun  dengeli   biri  olarak  yetişebilmesi için  sıcak,  güvenli   bir  çevrede  büyümesi  
gerekir.   Annenin   rolü   bu  alanda  da   çok  büyük   önem  taşır.

Sıcak  duygulu  bir  anne   veya   baba   çocuklarıyla  ilgilenir.  Onlara  sevgisi  çoğu zaman yada  düzenli   olarak   ön  plana  koyar,   onların  etkinlikleri   konusunda   duyduğu   çoşkuyu gösterir.   ve  çocuklarının   hislerine  duyarlı   biçimde   karşılık   verip  duygulu davranır.

Annelerinden   bu  sıcak  ilgiyi   gören  çocuklar  kuşkusuz  ona  taktirlerini   göstermelidirler.
Birçok    anne   çocuğunu   sütüyle   besleyerek   ona  doğumundan  itibaren   sıcak  bir  ortam 
Bir   annenin   yeni  doğmuş   çocuğuna   verebileceği   paha   biçilmez   bir  armağandır.
Anne  çocuklarını   besleyip   bağrına  basmasının   yanı  sıra, çoğu  kez  onların  başlıca öğretmenidir.


Annelerinin  çocuklarının   eğitiminde   oynadıkları   büyük  role  anne  söyler  oğlum   babanın talimatını   dinle,  ve  annenin   öğrettiğini   bırakma   öğüdünü   verir.

Çocuğa  konuşmayı, yürümeyi,  evde   ufak  işler   yapmayı   ve daha  başka  sayısız   uğraşı sabırla  öğretenler   genelde   ya  anneler   ya da   büyük annelerdir.

                                        ŞEFKAT   ÇOK  GEREKLİ

Kadınların   ailelerine   verebilecekleri   en  büyük  armağanlardan  biri  şefkattir.  Aileden  biri hasta  düştüğünde,  anne   bütün   diğer   sorumluluklarını   yerine  getirirken  hasta bakıcı   rolünü de   üstlenir.

Dünyada   sağlık  bakımının   çoğunu  gerçekten   kadınlar  üstlenir.  Anne  çocuklarına duyduğu  şefkat  sonucu   beslene bilmeleri  için   kendi  payından   bile   verir.


Araştırmalar   bazı  kadınların   çok  az  beslendikleri   halde   yeterince  besin  aldıkları  görüşünde   olduklarını   ortaya  koydu. Onlar   daha  büyük   payı   kocalarına   ve  çocuklarına  vermeye   öylesine   alışmışlardır, ki  iş yapabildikleri   sürece   yeterince   beslendiklerini  düşünürler.

Kadın  bazen  şefkat  duygularını   yaşadığı   çevreye  karşı  tutumuyla da  ortaya  koyar. Kuraklık,  çölleşme   ve   ülkeyi    yoksullaştırdığı  zaman  bunun   acısını   kendisi  de çekeceğinden  çevre  onu  ilgilendirir.


Zerrince__




Bizi Takip Edin

Share

SEVMEK ve ARZU


SEVMEK ve ARZU


 


Seviyorum   delice  seni
Tüm  benliğim  gücümle
Eşim  varlığım  herşeyim





Sensin  sevgilim  sensin
Eğer  seni   istiyor, arıyorsam
Eğer  seni  arzu  ediyorsam



 

Bil  ki  sevgimden 
Belki  aşkımdandır
Düşünme  başka  şey  yavrum.


Seven  gençler  arzu  da  eder.
Tabiatın  kanunudur.
Sever  sevdirir,  yaklaştırır.


 
 


Sevgiyle  birlikte   bir  istek
Sevgiyle  birlikte  bir  arzu.
Doğar  içinden  ve yavaş, yavaş





 
Aşkla  gelişir   paralel
Sevdiği  zaman  onu  arzular
Kim  sevmez  ki  onu



 










Bir  günün  için  sorar
Elbet bulaşacağız
Yalnız  gidermek  için




 










Belki  seninle  geldim.
İlk  görüşmemiş  oldu.
Kalbimdesin  hep  benim








Birgün  sende gelirsin
İçimdeki  biri  seslenir
Biri  geldi  durur.





 

Acaba  beni  alırmı   yanına
Birimi  geliyor  içimde.
Karşıma  çıksın  gelsin.


Konuk  yazar  Zerrin_ce  




Bizi Takip Edin

Share

DİLEK MAKALE


DİLEK

Yaşantılarını   çılgın  denizlerin  dalgalarına  bırak  Anılar  dudaklarında   şarkı olsun  Ömrünce Tüm  mutlulukları   başka  gözlerde,  ara  Dudaklarda  yaşadığın   gibi  Gönlünce  tekrar  bana  gelme  sakın,  İstemem.

Kasırgalar  içinde   aşkıma  tutsak  ol.   Yan  ateşinle  için, için  Tut  tuta bildiğin  kadar,  dumanınca   külünce  Kasırgalar  içinde  bir  bulutum,  şimdi  Yolum  yok,  yönüm  belirsiz  kalıyorum    yaşlı  gözler  gibi  çaresizim.


Ben  böyleyim  işte  gün  yirmi  dört  saat   Gayem  yok   evrenim bomboş   sensizim . Sana  yavru kuşum  diyeceğim  artık .

Kuşlar   büyüdükleri  zaman   uçar.  Gülüm diyeceğim   Çiçekler  kısa  ömürlüdür  çabuk   solarlar.
Canım  diyeceğim  bundan   sonra  İçimde olsan  hep  Hep  beraber  yaşarız  sonsuza  kadar. Ondan  arda  kalan   herşeyi  unuttum   demişsin   Ne güzel    keşke  unutabilsen  Oysa  unutmadığında  o  olacak   köyümüzü   hiç  bir  zaman  unutmayacağım .


Evet  bugün   yalnız  kaldığın  zaman  içindeki  bulunduğun   durumunu  anlatırsın  bir günün  içinde bulunduğun  akşam  saatlerinde   yıldızlar,  Geceler  arasında   gökyüzünü   gezdiğin  içinde  Bir  cümle  anlatsam    ve  Toparlasam   hiç  bir  zaman  anlatamamki  size  bunları   nasıl  geçtiğini   Özgür  ol  kendine  güvenin  ve  bu cümleyle   anlata  bilirsin  kendini.


Bir yağmur   yağıyor,  yine  devamlı,  Yine  o  eski  durak  aklıma  geldi.  O  büyük   gizli  köşeler Çiçeklerin   sarılması   birbirine    ve  içimde   Sensizliğin   buruk  acısı   Bir yağmur  yağıyor devamlı.


Bir   hatıra   canlanıyor   gözlerimde  Kolumda   sen, ağır ağır   yürüyoruz  Saçlarımızda  oynaşan   damlalar.   Yüzlerce   küçük  yıldız,  Işıkları,  parlak   eflatun   halkalı   yağmurlarıdır.

Yine  devamlı   yağmur  yerdeki  izleri,    götürüyor  Sular  Rüzgarla  mücadelesi  var.  Yaprakların Hayat    şarkısına  kapılmış   İnsanlara,  denk   didiniyor   uğraşıyorlar. Bazıları   üzgün,  sanki   bazıları   sevdalı   Bir  yağmur,  yağıyor  devamlı  Yüzüme  çarpan   damlalar  geliyor.

Dokunamadığım    hayaline  benziyor.  Saçak altına  sığınmış   kumrular  Göğsümdeki   ağırlığını  anlatır  gibi   başının   Bekleyenlerine   koşan   bir  genç  görüyorum  sokakta  Seni  hatırlatıyor  herşey,   hatta,  ıslak  Bir  yağmur   yağıyor   yeni devamlı.

Konuk yazar Zerrin_ce 




Bizi Takip Edin

Share

SEVGİ AĞACI (MAKALE)


SEVGİ AĞACI
                                                        
Biz her benzersiz  Bir  sonraki  farklı  bir yol  üzerinde  yürümeye  değil  bizden  biri yoktur.
Bu kadar  mükemmel  ve bizim  yolculuklar   hakkında  çok ilginç  budur.

Sahip  sevgi  bizim deneyim  bazı  ilginç  benzerlikler  vardır, dedi  Gerçek koşulsuz  illahi  aşk 
yolunda,  çoğumuz  için de   korku ve güvensizlik  olabileceğini , örneğin, gerçekleştirmek  için sizi şaşırta  bilir. 


Bunu gerçekleş tirmek   ya da  tüm şeyler  ve her biri  için  mükemmel  ve koşulsuz  sevginin
bir devlet  olarak  büyüyor.  olup olmadığı   bu gelişmeye  ve biz gerçekten  hakkında  hiç bir 
seçeneğim var.

Bizim hayatımızda  ve belkide  büyümek   nasıl  biz aslında  ne olduğunu  çünkü başka seçeneğimiz  yok  derin  daha   bizim gerçek  doğa sevgi  koşulsuz   akışı  olduğunu  bulmak.

Bir çok yaşam süreleri, uzun  yıllar alabilir bu gerçekleşme   gelmek için  ama sonunda hepimiz orada  bizim  yolculuk   hakkında  bir  kaçınılmazlığı  ve bu  hepimizin  koşulsuz  Sevgi  olma büyüyen   olmasıdır,  gerçek  doğa sevgi  olma  büyüyen  olmasıdır gerçekleştirmek gerekir.


Yani  evrenin   yaratıcıları,  çünkü bizim  doğa  evrenin, Tanrı'nın  doğası,  yaratılışı ve  hepimiz  biriz.
Şimdi  biz buraya  uzlaşmak  eğer  biz de  hayatımızda  en yüksek  aşk  değil  her şeyi  en yüksek  sevgi   olma  bir  yolculuğa  kaçınılmaz  olduğu  fikrine  ile  uzlaşmak  zorunda herşey.

Düşük  sevgi  olmasıdır.  Biz ayrı  ve kopuk  hissediyorum,  ne korkuyorsunuz  nasıl  ordan geldin.
Birini   ya da  birşey  güvensizlik  bir adımdır.  Bizim beklentileri  veya  şartlar  yerine getirilmediği zaman   Güvensizlik,   çoğunlukla  geldi  Biz sevdim ya  bizce  güven  ihanet etti güvenilen birisi  olabilir. Biz  bir şey için  umut  görünmedi   Çünkü  kader  ya da  evren güvenmiyor.



Ben  bir ağaç olarak  kendinizi  hayal etmek istiyorum. Senin etrafında  tüm  mükemmel  koşulsuz  sevgi  beslenmeleri  ve ağaç   ağaç  besleyen  bir parlayan  enerjidir. 
Senin  ağacının  üzerindeki  her dal  hayatında  sevgi  tüm boyutlarını  temsil  eder.

Her  şube kaçınılmaz  mükemmel  koşulsuz  sevgi  içine  büyümeye  o parlayan  enerji ulaşmaya  çalışıyor. Ağacın dalları  sonuçta  koşulsuz  sevgi gelişmeye, öyleyse  neden  düz oraya  gitmek değil
Koşulsuz  sevgi her zaman  en yüksek   mutluluk  sonuçlanır. iken  koşulları 
Biz koşullarda sevgimizi  korku yoluyla  giderek  vardır.

Zerrince__




Bizi Takip Edin

Share

BAHÇELİ EVİM ( MAKALE)


BAHÇELİ   EVİM

Hayatımın   bundan  sonrasını  geçireğim  eve girerken  üzerimde  tedirginlik  ve  korku  taşıyordum .
Bembeyaz  gelinliğin  içinde  iki  katlı  bahçeli  evin  merdivenlerinden  çıkarken  bu  düşünceler beni  esir almıştı   sanki
Nişanlık  dönemim   çok  fazla  sürmemişti.   O yüzden de ,  Onların  yaşam   tarzlarına uyum sağlamakta.

İlk  zamanlar,  sıkıntı  çekeceğimi  biliyordum. Evin  ön bahçesi   Güllerle  doluydu  Aralarına  ekilen  çilekler,  giriş  kapısının  hemen  yanındaki   kiraz  ağacı,   Onu  takip  eden  ilkbaharda 
kokularını   yayan  hanım eli  çiçeği    ve   bahçenin  en sonunda   bulunan   asma  ile   bütünlük  sağlıyordu.

Arka  bahçedeki   Vişne  ağacı  ve hemen   az  ötesinde   kalın  gövdesiyle  en  güzel  meyveyi  vermeye  çalışan  dut   ağacı  vardı.
Evin  tek  erkek   çocuğu   olarak  eşimin  o  evde  oturması   kaçınılmazdı. İlk  başlarda,  beraber yaşama   fikrini   kabul   etmesem  de  kabullenmiştim  bu  durumu.

Daha  on sekiz  yaşında  bir  çocuktum   Gerçi  bizden  önceki   kuşağı  kıyasladığımda,  epey  olğun  hissediyordum  kendimi.
Memurdum  ve  çalışan  bir  Türk  kadınıydım.   Bu  bile   her  türlü  zorluğu  göğüslemem  için  iyi bir sebepti.


Düğün  bitmiş,  ve  ben  ailemi,  özellikle  de   bana  çok  düşkün  olan  babamdan  ayrılırken  göz  yaşlarımı  tutamamıştım.
O ana kadar  evliliğin   ciddiyetini   anlamıştım.  sanıyorum    Ağlayarak,  bundan  sonraki  yaşamımda   birlikte  olcağım   erkeğin  yani   eşimin   koluna  girerek    evimize   gelmiştim.

Kapıyı  açtık ve  girdik.  O güne    kadar  hazırlıklar için   girdiğim ev,  ilk  önce  çok  yabancı  gelmişti  gözüme   Sonraki  günlerde,  iyice   benimsemiştim.  orası  benim  yuvamdı  ve  kötü  günler geçireceğim.

Kızım  o  evde  doğdu   altı  yaşına  kadar  o  evde  oturduk  Ağladığım  günlede  geçti  güldüğüm  çok  mutlu  olduğum   zamanlarda  Bir  süre sonra  aile  nedenler  yüzünden  o  evden  çıktık  ve Lojmana  oturduk    Sonra  kendi  evimizi  aldık.

Uzun    bir  süredir   boynu   büyük   kalan  evimiz,  evimizle  birlikte  anılarımız  bizi  terk edecekler   çok  yakın   bir  zamanda.
Bu  haberi   aldığımda,   içimde  burukluk  hissettim.  Halbuki,  ben  oraya  çok  sonra  gelmiştim yüzüne  baktım    oda  buruktu   itiraf   etmesede  üzgündü .


Çocukluğuna,   gençliğine   dair  bütün   hatıraları  oradaydı  çünkü   Bür  sürü  anısını anlatmıştı  bana   Onlardan    ancak  bir   kaçını   kaleme   alabildim.

İtiraf  ediyorum   kiremit   çatılı   ev   Ben  de çok  sevmişim   seni.   farkında  değilmişim O başka anılarımızı    odalarında  barındırmaya   devam  et    Güle,  güle   Uğurlar  olsun. Önünden  geçtiğimde   bizim  olmadığını   bile  bile  gülümseyeceğim. 

Uzaktan  bakmakda   yetecek   bana   Acı  verse  de  Babam  dan  kalan  evdir   anlattığım  bakımı  için   hergün   giderek    artan   masraf  olduğu  için  kararla  satıldı. 

Konuk  yazar ZERRİN_CE




Bizi Takip Edin

Share