Rek.+ Hayvan barınak

Yasaklı Site

25 Kasım 2011 Cuma

Oya_ dan. MANŞ DENİZİ


MANŞ DENİZİ GİBİSİN







Share
Bizi Takip Edin

Perice_den ÜÇ SİLAHŞÖRLER


ÜÇ SİLAHŞÖRLER

Öncelikle yürekten kutluyorum seni. Yeni siten hayırlı olsun.! Görünen şu ki; Bizler senin arkadaşların olarak seni burda birikimlerimizle destekleyeceğiz. 

Hani vardı ya üç silahşörler! Fransız edebiyatının en verimli ve en sevilen edebiyatcılarından biri olan Alexandre Dumas'nınbaşyapıtı. 

"Üç Silahşörler" yeni ve temiz bir çeviri ile 2009 yılından beri bugünümüze bir kez daha kazandırıldı. 

Kimin sayesin de mi? Tabiki senin! Bu başyapıt gözüpek dört şövalyenin hayranlık verici hikayesini anlatır. Bizim seninle yaşadıklarımızda tadına doyum olmayan bir hikaye değil mi?

Krallık Muhafız Birliği silahşörlerinden Athos, Porthos veAramis'e genç ve ateşli, romantik ve gözükara d'Artagnan'ın da katılmasıyla, Kardinal'in adamları için zor günler başlıyor. 

Kahramanlarımız Kral ve Kraliçe (biraz da sevgilileri) uğruna kılıçlarını konuşturuyor ve hiç çekinmeden hayatlarını ortaya koyuyorlar. Çünkü onlar, şövalyeliğin üç büyük mücevherine sahipler: 

Cesaret, sadakat, onur! Saf kötülüğün temsilcisi Milady bile çevirdiği korkunç entrikalara rağmen onları soylu hedeflerinden alıkoyamıyor. 

Burada Milady kim(?) bizler biliyoruz tabiki. Kimbilir kimlerin hayatlarında, kötülüklerin simgesi Miladyler var. Bu birbirinden kıymetli silahşörler bir gün ayrılırlar. Ama şartlar onları tekrar bir araya getirir. 


Zaman her birini bambaşka yerlere ve yaşam tarzına savurmuştur ama hiçbir zaman yokedilemeyen 'silahşörlük ruhu' yollarını yine kesiştirmiştir. Düşmanlarının onları alt edebilmesi için yine imkansızın sınırlarını zorlamaları gerekir.

Bizler nerede, nasıl ve hangi şartlar altında olursak olalım yüreğimiz seninle, seslenmen yeterli! 
Duyarız biz o yürekten gelen sesi. Bizler varken kimse yıkamaz seni Sultanım. 
Yolunun üstündeki engelleri yok ettik. Yolun açık olsun! Arkandayız! Koruyucu meleklerin! 

Cadın, Perin....
Perice__





Share
Bizi Takip Edin

Perice_den SEVGİYİ İFADE...


SEVGİYİ İFADE EDEBİLMEK

Sevilmek kadar içimizdeki sevgiyi karşı tarafa ifade edebilmek bunu çekinmeden dile getirebilmek hakikaten bir marifettir. İçimizdeki sevgiyi anlatabilmek zor olmasa gerek. 

Dünya kurulduğundan bu güne dek, sevgi bir çok şekilde ve dilde, farklı mekanlarda anlatılmadı mı? 

Biz insanlar sevgiyi şiirlerde, romanlarda, filmlerde hatta en meşhurlarından olan kocaman gövdesi olan ağaçların üzerine isimlerimizin baş harflerini kazıyarak üstüne de bir güzel kocaman kalp yaparak anlatmadık mı? Sevgiyi anlayabilmek ve anlatabilmekten kaçıyoruz kimi zaman. 

Çünkü korkuyoruz zarar görmekten. Ne kadar kolaydır değil mi Seni Seviyorum demek. Tek başına yeterli olur mu bu iki kelime insanlara. Sevgini söylerken davranışlarına da bunu yansıtabiliyorsan budur sevmek aslında… 

Sevgi birliktelik sunar ve birlikte iken daha iyi mücadele edebilmeyi sağlar. Güç verir insana. . Sevgi sadece karşı cinse duyulan sevgi değildir ki!. Anneye babaya, kardeşe, arkadaşına, dostumuza duyduğumuz sevgide var. Kısacası sevginin bin bir rengi ve bin bir çiçeği var.

Sevilmek isterken, sevgini de gösterebilmek lazım. Sadece sevilmeyi beklemek bencillik olmaz mı? Sevilmeyi beklerken sevmeyi de bilmek, sunabilmek, sözlerle davranışlarla ifade edebilmek anlatabilmek gerekir.

Allah tüm varlıkları yaratırken, onları sevgiyle yaratmış, sevmiş ve sevilmeyi de istemiştir. İnsanoğlunun ruhunun derinliklerinde sevgi o saf ve berrak hali ile yerini almıştır. Her insanın sevgiden aldığı lezzetin tadı bir başkadır. Bu lezzet kişilerin yüreklerinin genişliği ile sınırlıdır.
Sevginin evi gönüller değilmidir?. Sevgi olmadıkça insanlar arası ilişkiler pozitif ve devamlı olabilirmi hiç. Bu yüzden bile iyi ki varsın; “ ruhumuzun derinliklerinde, yüreğimizin içinde var olan sevgi.”

Her insan sevgisinin tarifini kendi penceresinden yapmaya çalışır. Sevgiyi ifade edebilmek, gösterebilmek gerçekten bir marifettir. Bu yazıyı bana kaleme aldıran bir dostumun diğer bir arkadaşına duyguyu sevgiyi ifade ederken kullandığı tasvirler ve ifade biçimidir. 

O kadar etkilendim ki, kendisini buradan bir kez daha kutluyorum, sevgiyi bu kadar güzel dile getirdiği için. Hem sevgisini hemde arkadaşını kurduğu cümlelerle nekka güzel anlatıyordu. 
Diyordu ki; 
Sen Manş denizi gibisin okyanusa açılan, uçsuz bucaksız.. Sen bana çıkan milli piyango bileti gibisin. Seni tanımak, seni bulmak nekka güzel cansuyum! Nekka güzel!

Dilerim ki hepimize çıkar sevgi milli piyango bileti!.

Perice__ 






Share
Bizi Takip Edin

Perice_ den ANNELER GÜNÜNÜ Anarken




ANNELER GÜNÜNÜ ANARKEN...

Konuk Yazarımız  Perice_ den

HAKKIN ÖDENMEZ ANNE...!

(Yeniden güncellendi 11.5.14)
İnsanoğlu alışırmış zamanla herşeye, kor alevler bırakırmış yerini küllere! Çaresizlik çökünce yüreklere, boşun eğmek düşer kullara elbette. Her şeyin yeri belki doldurulabilir. Ama ANNE benzemez hiç bir şeye. Doldurulamaz bir boşluktur. Burnunun direğini sızlatan. İçinde mum gibi ince ince yanan.

Bir hastalan annendir ilk aklına gelen. O ses senindir ahhh anam ahhh diyen! Ölüm döşeğinde bile olsan anandır aklına gelen, anandır sana gözüken. Ne yârindir, ne arkadaşın ne de bir başkasıdır seni teselli eden ve gerçekten seven. 

Böyle yüce bir duyguyu içimize yerleştiren o büyük yaratandır ANNE sevgisini bize bahşeden. 
Böylesine büyük bir sevgiden vazgeçilebilir mi? Böyle bir sevginin yeri doldurulablir mi? Böyle bir sevgi yılda bir gün anılabilir mi?

Tüm Anneler bir melek değilmidirler? Benim annemde bir melekti. Ben annemin sarı kınalı kuzusuydum. 

Ellerimi bırakıp gittiği o günden beri ayaklarım yere bastı, pembe bulutlardan hızla yere çakıldım. kahkahamı kaybettim, içime bir boşluk hakim olurken yüreğimde kocaman kapanmaz sürekli kanayan bir yara açıldı. 

Hayat anlamını yitirdi. Sanki şu kocaman dünya da kimsesiz, sevgisiz, korumasız kaldım. Hayatla mücadele gücümü kaybettim. 

Ellerim şimdi boş ve soğuk ama yine de umudumu yitirmiyorum. Neden mi? Nedeni şu; her fani bir gün ölümü tadacak ya, bir gün bende elbet öleceğim ve annemin yanına gömülmek nasip olursa onunla bu dünyanın topraklarında aynı mekanda yatacak bedenim. 

Ruhum ise onunla berzah aleminde olacak. Vuslat var yani! Kimine saçma bile gelse bu düşünce bana umut veriyor beni teselli ediyor. İnanın sırf bu yüzden ölüm bile bana düğün dernek geliyor.

Bu günü icat edenler neden düşünmemişler ki? Bu günün benim gibi annesini kaybetmişlere, annesini tanıma kısmetine sahip olmamışlara, anasız büyümüş öksüz, yetimlere dokunacağını.

Bu günün bizim gözlerimizide yaş olacağını neden düşünmemişler neden? 

ANA gibi bir kavramın bir kutsal değerin sırf ticari amaç uğruna birilerinin cebine para girsin diye yılda bir güne sığdırılması çıldırtıyor beni. 

Birileri cukkasını doldurmak uğruna bu kutsal kavramı kullanırken sızım sızım sızlatıyor bizlerin yüreklerini. Kim bu vicdansız? Kim ki kanatıyor yaraları, acıtıyor yürekleri!

Ben buradan bütün ANNELERİN ANNELER GÜNÜNÜ yılda bir gün değil, 365 günün gecesi gündüzü ve her saniyesinde kutluyorum ve o mukaddes ellerinden sevgi ve saygı ile öpüyorum.

Benim gibi anasızlara gelince; onların yüreklerindeki sızıyı anlıyor ve vuslat bir gün mutlaka var diyerek kendilerini kavuşacakları o günün özlemi ile teselli etmelerini, umutlarını yitirmeden sabırla beklemelerini şu acıyan yüreğimin derinliklerinden diliyorum.
Uykusuz gecelerde sen vardın
Şevkatli kollarınla sardın
Besledin, büyüttün, öğrettin
Hakkın ödenemez ANNE!

ANNE benzemez hiç bir şeye
Doldurulamaz boşluktur yürekte
Burnunun direğini sızlatan mum gibidir
Yürekte yanan ince ince...

Perice__






Share
Bizi Takip Edin