Rek.+ Hayvan barınak

Yasaklı Site

14 Şubat 2015 Cumartesi

Affetmek ve Affedilmek




Birlikteliklerde Affetmek ve Affedilmek Beklentileri

Bilmem   beni   affede bilecek  misin  haklısın  belki   ama  inan  bana, ben Herkesi   herşeyi
affediyorum  sende   beni  affetsen   sanki  ne  olur.
İnan  bana  seni   isteyerek   kırmış   isteyerek  hakaret  etmiş  değilim  istersen o güne  dönelim.
Ben  anlatayım  bak nasıl  yüreğin  paralanır  değil affetmek  oturur  birde  ağlarsın  benimle  
birlikte   belki  kahrolursun   yaprakların  sararır.
O  gün  yine münakaşa  etmiş   daha  doğrusu  o  biraz   içkili  geldi,  gitti  divana uzandı  ben de yerine   yatmasını   söyledim   bir kaç kez  ben   ısrar ettim   o  git   geliyorum  dedi.

En  son   olarak   seni   almadan   gitmiyeceğim   dediğim  zaman  bana  hakaret  etmesiyle  
birlikte   üzerime  saldırdı    rast   gale   vurmaya  başladı  vurduğu  yumruklardan  biri  mideme biri de  ağzıma  geldi   şuan   bile   hala   yarası   geçmeyen   yaralar   açtı  ben  iki  büklüm  yerde kıvranırken   o  lanet  okuyup   çekip  gittin   Bu  sefer  tamamen  yıkılmıştım. 


Artık   hiç  bir şey  yoktu   mide  ağrısından  kıvranıyor  ağzımdan  kan geliyor du.  Gebersem  bile bir  yere kıpırdamamı   söyledi  sen  ne yapardın   bir  daha   ölüme   tebbessüme   böyle  bir şeyle karşılaşması   pek  çok   geç.   Yalnız  bütün  hatıralarımdan   seni  yok etmeyi   düşündüm.

Eğer  birininin eline  geçerse  annemin   önünde   şuçlu   düşebilirdi  aldım  resmini   bir kez  daha öptüm, baş ucumda  ne  farkeder diki   kendimden  geçer  gibi   oldum   o  anda   yapmamı  istiyordu   artık   çok geçti .

Anneme   bırakılmak  üzere  bir  mektup  bıraktım  ve  onunla  konuştum   kendini suçlamama sını söyledim. 
Yatağımda  ne kadar  kaldım  bilmiyorum   saat 13'  e doğru   gözlerimi  açtım   bu  artık  açmak değil di   aralamaktı   yine   yüzüne,  gözüme   bulaştırmıştım    O gün  yatağımdan  kalkmamıştımdaha   doğrusu   kalkamadım. 

Akşam  olunca   yanıma   eşim  yanıma  geldi,  hadi   biraz  kalk  oturalım  dedi, kıramadım.
oda  perişandı   baktım  bira  içiyor  bende  istedim   sonra  kalktık  dışarı  çıktık. 


Biraz  parkta  oturduk  ve  eve  geldik   o  gün  hadise  olmadı   olcak  halimiz  yoktu .  Ertisi günüdoktora gitim   bazı   bir şeylerden   bahsetti    hatta  kalbimin  zayıf  olduğunu biliyordum. 

Ama sağlığımda  şeker  nereden  çıkmıştı   allak  bullak  olmuştum    akşam  eve  gelince  biraz
açmak  istemiştim  o  beni    hiç  dinlemiyordu,  sağlığımdan   bahseden  ben   değil,   sanki şarkı dinliyordu. 
Üzüldüm    ve  şöyle  düşündüm   demekki   insanların,   canlarının  köpek  kadar  kıymeti  yoktu.

Akşam  anneme  gittim     ora da   oturdum   ama    çeşitli  duygular   içinde   kıvranıyordum  evler üstüme  gelme  ye  başlamıştı.
Eve  geldiğimde  uyku  tutmadı   kimse  bir türlü    kimse  beni anlamıyordu.  başka  şeylerle
suçlanıyordum.  devamlı  oğlumun  yanına gidip  geliyordum.



Tek  kelimeyle  bütün  benliğimle   isteyen  ben  yavrularım  için  telaşlanmıştım  bu sefer  ve
çocuğuna   bir şeymi   yapacağım  bu  kadar  sık,  sık  gidiyorsun  dedi   bir   tuhaf  olmuştum.

Kanım canımı  taşıyan  yavruma  sokulmam  bile   yalnış   anlaşılıyordu.  Bundan  sonra  artık
olayların  yönünü  bulmaya   çalıştım  tartışmaya    başladık. yine    benim  sevdiğim   kişi  zehir
kusmaya   başladı  dışarı  çıktım   yine  sapıtmıştım  kararımı   verdim  geldim .

Silahı   aldım  elime   tetikte    bir  süre   bekledim   gözyaşlarım  içinde   bütün  hayatım  sevdiklerim   gözümün   önünden  geçti   Sonra   bir  anda  beynimde   şimşek  çaktı.  Ben  böylesine bitip  tükenirken   onlar   benim   hayatımın    üzerine    saadet    kurmalıydım,  silahı  ona  doğru doğrulttum   hepimize   yetecek   kadar   kurşun  vardı. 



Gülerek   üzerime  geldi ,    elimden   almak   istedi   yine   yapamamıştım , çünkü   onu  pek  çok  seviyordum   beraber    üçlü    bir   koalisyan   kurduk   çok  acı    konuştu   artık.

Bu   evde   bile    bir  saniye  bile  duramazdım   her şey  bitmişti   bana  müsade  etmesini  söyledim   Hayır  burda  kal ,  biraz  daha   acı  çek  dedi.   ısrar  ettim  razı  oldu   hemen hazırlandım  bavula    bir kaç  parça  bir  şey  koydum  ve  anneme  gittim. 



Beni   karşısında  görünce  şaşırdı   ağladı  bende  göz yaşları  içinde  veda ettim  Yavrumu  tekrar, tekrar  öptüm   daha  yanındayken  hasretleri  içime   çökmüştü.

Eve  geldim,  mahvolmuştum  artık  gözyaşlarımı   bütün   çoşkunluğuyla  akıyordu  oğlumun üzerine   kapandım  içimi  çeke,  çeke  ağlamıştım. 
Son  kez   yavrumun  evine  baktım  tek,  tek  odaları   gezdim, belki  bir  daha buraya  kader de dönmemekte   vardı   iyice   hayalime  yerleştirmeliydim.



Kapıdan  çıktım  ayaklarımı   sürüyerek  Annem  el sallıyordu   dahada  öldüm  artık  kendimde değildim,   deyil   evimden   sokağımdan,   bile  zor  ayrıldım . 

İstasyona   geldik  artık,  susmam  gittiğim yerde  saatlerce  ağlarım  ve  bana  geberinceye  kadar ağlarsın  dedi   Neler   duyuyorum   yarabbim  Otobüse   bindik,   otobüsün  hareketiyle  beraber yüreğimden   herşey,     kopup  gidiyordu.

Konuk yazar Zerrin_ce 
 




Share
Bizi Takip Edin

Kalp Kırmadan Geçiştirme Sanatı



Dostunuzun, Arkadaşınızın, Sevgilinizin Kalplerini Kırmadan Taleplerini Nasıl Rededersiniz. 

Kardeşiniz  yüklü  miktarda  borç  istedi.  Kendiniz  maaşınızın  yarısını  vererek  satın aldığınız  
antika  divanı   tırnaklarıyla  paramparça  etmiş.  Çevrenizdeki  bir  sürü  insanın  duygularının
Sorumluluğunu  da   taşıyorsunuz . 
Ceren  sık  daha  görüşmek  istiyor,  bu  kadar  bencil  olmamalıyım    Mert  benden  çok  hoşlanıyor,  onun   kalbini  kırmamalıyım. 



Bilirmisiniz  ki   herkes  köpeğinde   sadece  kene   ya da  pirenin  olabilceğini  düşünür  oysa bir
köpekte  hem kene, pire  olabilir.   Köpeğiniz  aynı  zamanda   tüy  dökebilir,  iştahsızlık  çekebilir
keyifsiz  olabilir. 

Yani  sorunlar   hepsi  biarada   olabilirler. Aynı  sizin  hayatınızdaki  gibi.  Onun   kalbi  kırılmasın
diğerinin  duyguları   incinmesin   derken   sizin   kalbinize   ve  duygularınıza  ne  oluyor?  Onların
sorumluluğunu   kim   alıyor. 

Size  duyulan  hislere   karşılık   verememek   üstünüzde  baskı   yaratabilir.  sizden  hoşlanan  ama
birlikte   olmak   İstemediğiniz   kişilerle   görüştüğünüzde   suçluluğunuz  artabilir. Onları  kırmak
istemezsiniz,   kendiliğinden  anlamalarını  ümit  edersiniz. 

Ruhsal   sağlığınızı   etkileyen  bu  duygu  yükünden  Kurtulmak  için  fiziksel   faaliyetler  gerekiyor.   Düzenli   olarak   spor  yapan  Yürüş   yapın,   bisiklete  binen  step sınıflarına  yazılın.



Bütün  bunlar   vücudunuzu    güçlendirdiği  gibi   stresinizi   azaltacaktır.  Ailenizle  ve arkadaşınızla   sağlıklı   ve  sağlam   ilişkiler  kurmak  ise  ruhsal  sağlığınız  için  önemlidir. 

Sonuç   olarak   hayatınızdaki  stresi   azaltmanız  gerekiyor   Başkalarının  üstünüze  yüklediği
duygu   bağajlarından   kurtulun   Gerekirse  sizden   hoşlandığı   için  sürekli   sizden  bir şeyler
bekleyen   kişilerde  konuşun,  hep  arkadaş  kalacağınızı   anlatın.



Her  pazartesi   küçük  başlangıçtır,  sigarayı   bırakmak   için  diyete  başlamak  için,  takip  eden
hafta  daha  güçlü   olmak  için   küçük   bir   adımdır.   Şimdi  koskocaman  bir   365  gün söz
konusu,   Yeni,  yepyeni   bir   başlangıç  olmalı .

TAKTİKLER
Siz  bir  kraliçe  arısınız ,  tek  ve  benzersizsiniz  Doğal   olarak  çevrenizde  bir sürü  arı  olacak
Onlar  sizi   memnun  etmek ,  her biri  diğerinden  daha  güzel   bir  çiçekten   polen  getirmek için


Çabalayacaklar.  Ancak    bunlara  elveda  demeniz  gerekiyor.  Yeni yıl  başlangıcı  için  kimsenin
dikkatinizi   dağıtmasına  izin  vermeyin.  Sıkı   bir  eleme  yapın.  Bir  kişinin  kanatlanmayacağınız
en  küçük   bir   özelliği  bile  varsa   hemen  liste dışı   bırakın.   Tabii  bazılarını  açıklama  yapmanız  gerekecektir.   İşte   birkaç  öneri. 

Seninle   birlikte  olmam  mümkün  değil .  Ancak  her  zaman   yanımda  olmanı  istiyorum. 
Beni  güldürecek  gerekirse   acil   durum   kavalyeliğimi  yapacak  birine   ihtiyacım  var.  Erkek
arkadaşım  olduğunda,  mutlaka  birlikte  çıkarız. 



Böyle  bir  ilişkiye   henüz  hazır  değilim.   Birine   bağlanmak  için  çok  gencim.  Sana  aşık  olsam,   belki,   Sen  çevremde  ol,  daha   iyi   birini   bulamazsam   sana  aşık  olmayı  deneye bilirim.  

Seni   yeterince   tanımıyorum.   Geçirdiğimiz   bir kaç  gün  bile  sıkıcı  geldi,  daha  fazlasına  katlanamıyacağım.

Şu  dönemde    kariyerime   yoğunlaşmış  durumundayım.  Yeterince   ilgimi  çekemedin,  sana  vakit   ayırmanın   İşkence   gibi   olacağına   eminim  Sözlüyüm.



Ciddi   resmi    bağlılığım   yok  ama    sen   ancak  resmi   bir  bağ  olursa  benimle   olabilirsin .
Dost    kalalım.  Seni   sevgilim   olarak   düşünemiyorum   Birbirimize   uygun  değiliz.

Aşk   tarihinin  en   eski    yalanlarından  biri  Görüyorsun  değilmi  ne  kadar  keskin  bir  zekam
var,  iki  buluşmada   anladım .

Seninle   birlikte  olmanın   bedellerini   ödeyemem   Sevmekten   ve  kırılmaktan  korkuyorum. 
Kapalı    söylesem   de   anladığını    biliyorum.  Evet   istiyorum,   Gerçekten  dürüstüm,  Hayır, 
İstemiyorum ,   gerçekten.

 Konuk yazar  zerrin_ce  son




Share
Bizi Takip Edin

13 Şubat 2015 Cuma

İlerde ne olacağım





Çocukların Meslek Seçiminde Düşünceleri

Genç  okurlarımıza    yine   Altın  bilgi   serisinden   Ne  Olacağım ?   adında  bir   kitap 
sunuyoruz.   Bu  kitapta, Yetişme   çağındaki  çocukların   ileride   yapacakları   meslek 
seçimine   yardımcı    olmak    ve  bu    Meslek  nedir?    Bu  meslek midir?  Bu meslekten
Olanlar    ne   yapar?     Bu   meslekte   hangi   nitelikler   veya    hangi  yetenekler  aranır?

Artık  geçerli  olmayan   bir  meslekmi  bu?   Ben  bu  mesleği   sevebilir  miyim?  Adı  az duyulan   bu   meslekler   neyle  ilgilidir.  Gibi   sorularını   cevaplandırmak  amacı  görülmüştür. 

Genellikle  çocukların  çoğu,    ileride   ne  olacaklarına  küçük  yaşta   karar  verirler  ama
bu  seçim  bilinçli  değildir.  Hoşlarına   giden  bir  ünüforma, ünvan   veya   tesadüfen  
kulaklarına   çalınan    bir   isim,  gelecekteki    mesleklerini   hemen  o  an  kararlaştırmalarına
yeti verir.  

Ancak   çok   sonraları    çocukta    gerçek  bir  seçim  arzusu  doğar, ardından da   bilinçli   ve   güç  bir  seçimin   bocalamaları    başlar. İşte   bu  nedenle ,   meslekler dünyasında   hayali     ve   zevkli     bir   yolculuk   düzenleyerek    daha  küçük   yaşlarda  çocukların   eline   ilk değerlendirme   anahtarlarını   vermeyi   faydalı bulduk.
      
Bugün  bütün  dünyada  uygulanan  oniki  binden  çok  meslek sayılabilir. Fakat  bu kitap yeryüzündeki  bütün  mesleklerin   sayımını   yapmak   iddasında  değildir. Esasen  bir  kitaba bütün  meslekleri    sığdırmak   mümkün  olmazdı     Bunca  meslek  arasından  beşyüzünü seçebilmek  için  birçok   temel   nokta   göz  önünde   tutuldu.

Bir  mesleğin  bütün  olanak  ve  gereçlerini   sağlayan  her türlü  uğraşı,  görev,  sanat, iş, unvan,   çalışma,   hizmet   ve  memuriyet,  o  mesleğin   genel  adı  altında   toplandı.

Çeşitli   uzmanlık   dallarının  kaynağı   ve   temeli   olan  ana  mesleği  tek  başına  ele  geçirmek  için,   bölgesel   veya  ek  adlandırmalardan  kaçınıldı. bir  mesleğin  çeşitli dallarında   uğraşan   kişilerin   özel   çalışma,   şartlarını   göz  önünde  bulundurmadan
her  meslek  için   genel   bir   tanım  verildi  . 

Kadınlara   veya   erkeklere   özgü  meslekler  arasında   belli   bir  sınıflama  yapılmadığı
halde,   hangi   mesleğin   kadınlara,   hangilerinin  erkeklere uygun  olduğu  veya  hem  kadın
hem  erkek  tarafından    yapabildiği   özel   bir  işaretle    belirtildi.

Çok  yaygın   mesleklerin  yanı sıra , pek  ender  veya   bizim  ülkemizde  yerleşmemiş bazı
mesleklere  de   yer  verildi   ve  çağdaş   yaşantının   getirtiği   yeni  mesleklerle   birlikte  yavaş
yavaş   silinmeye   yüz   tutan   yada  çoktan   tarihe   karışmış    bir  takım   mesleklerde  ele alındı. 
Bu  kitapta   her  meslek  dört  bölüm  altında  tanıtılıyor.  Önce, meslek  adamını  çalışma  anında   gösteren   temsili   bir  resim;  sonra ,  mesleğin  ana çizgilerini   veren  kısa birtanım;   onun ardından,  her   mesleğin   kendine   has,  ilginç  ve  tanıtıcı   ayrıntılarını yansıtan  bir  açıklama;   ayrıca   o  meslekte  başarılı  olabilmek için   aranan   bellibaşlı nitelik   ve  yetenekleri   gösteren    birtakım  özel   işaretler.  Kitabın   başında  bu  işaretlerin de   anahtarı   verildi.




Tabii  bu incelemelerden   her  biri   mesleğin  genel   çehresini  tanıtsa bile,  tam  ve yeterli  bir
analizin     kesinlik  ve  inceliğine  ulaşamaz   Yoksa  her  meslek  için  ayrılan  birkaç  satır
yerine    bir   kaç  sayfalık  bir  monografi  gerekecekti.

Yetkili  bir  kılavuz  değil  de  sevimli  bir  öğütleyici,  öğretici  bir  arkadaş  olan  bu  kitabın,
en  az   öbürü  kadar  önemli  bir  başka  amacı   daha  var;   Kendi   çalışma  dünyası
içine  kapanıp   kalmış  ana  babalara  başka  meslekleri tanımak ,  hatırlamak,  Ataların
gibi     kötü  meslek  yoktur.  Mühendis,  tüccar,  lağımcı,  duvarcı,  öğretmen, bakkal,
çifçi,  denizci,  Hepsi  büyük  çalışma   zincirinin  birer   baklasıdır.  Ve  en  gösterişinden
en  parlağına  kadar  hepsi  yararlı,  hepsi  gereklidir.









Share
Bizi Takip Edin

Çocuklarda Karekter Oluşumu



Çocuklarda Karekter Oluşumu ve Dikkat Edilecek Hususlar

Sorumlu    Çocuklar   yetiştirmek  için   Neler  yapabiliriz
Karakter  eğitiminde  en  önemli  hedeflerden  biri de " Sorumluluk  sahibi  bireyler  yetiştire
bilmektedir.  İnsanoğlu   tüm  gelişimlerini    iradesini   kullanarak  elde  eder.  Buna  karşılık
diğer   canlıların   durumu   böyle  değildir.  

Örneğin  at   doğduktan  sonra  ot  yemek,  su içmek   koşmak   gibi   Hayatta  ihtiyacı  olan     her   şeyi   birkaç  saat   içinde öğrenir. İnsanın  ise  yürümeyi   öğrenmesi  bile  enaz  bir  yılını alırken,  konuşması,  yaklaşık  iki  yıllık bir  sabır  gerektirmektedir.  

Dolayısı ile insanın  eğitimi  uzun  soluklu  bir   çabayı, desteği
gerektirmektedir. Ebeveynler  ve   eğitimciler   bu  desteği    baştan  göze  almalıdırlar. Şüphesiz şüphesiz  oluşacak  netice  uğruna  bu  gayret   değer.    

Sorumluluk   ifadesinin  İçinde  Saklı   Anlam
Tüm  ebeveynler  ve  eğitimciler  çocuklarının  sorumluluk   sahibi  olmasını  ister.  
Sorumluluk   sahibi   davranışlar   sergilemenin   anlamı.

Doğru   davranışı  sırf   başkası  zorluyor  diye  değil,       prensipler  gerektirdiği   yapmak, tüm  seçenekleri gözden   geçirdikten  sonra akıllıca  kararlar  vermek, davranışların sorumluluğunu  üstlenmek, yaşanılan toplumda üretken bir birey olmaktır.

Aslında  tüm  hedeflerde  temel  gaye  çocuklarımızın  biz   yanlarında  olma dan da   sorumluluklarını   yerine  getiren   bireyler  olmalarını  sağlamaktadır.


Sorumluluk  sahibi   olmayı   sadece   görev  almak  olarak  algılamamak  gerekir.
İnsana   doğaya,  kendine  değer   vermek  de   sorumluluk  sahibi   olma   kapsamına  girer.
Çocuklar,  büyüklerinin   her   davranışını  büyük   bir   dikkatle  süzerek  sorumluluklarını
öğrenirler. 

Örneğin   elindeki   bir   kağıdı  çevreyi  kirletmemek  için   atmayan  ebeveynini  gören  bir çocukta   çevreye   karşı   sorumluluk    bilinci    daha  güzel   gelişir.  
Öğretmenin  kendisine verdiği   değeri   gördükçe    oda insanlara   saygı   duymayı   öğrenir.  Kısacası  çocuk,  her 
konuda   olduğu  gibi   sorumluluğunu   geliştirmede   de   çevresine  örnek  alır.



Sorumluk   Bilinci   Ne  zaman  Başlar
Sorumluluk   bilinci   çocuklarda   anne  karnında  iken   başlar tezine  tepkin  nasıl  olur bilemiyoruz.   Ancak   yazımızı   okuyunca   bize   hak  vereceğinizi   umuyoruz .

Embriyo,  9'ay   kalacağı   güvenli   mekanında  olmaya   başladıktan  sonra   annesinin  tüm hislerinin farkındadır. Dalıyısıyle değer verilmedi ise bunu da hemen hisseder.
Kendisine değer verilmediğini hisseden bir bebek dünyaya geldiğinde pek çok konuda  problem   yaşaya  bilir.  

Bunlardan   biri  de   sorumluluklarını   yerine   getirememek
ve   kendine   güveninin  olmamasıdır.  Bu  nedenle   ebeveyn hisleri  ve  düşünceleri  direk olarak çocuğunu  etkilediği  için   çok  dikkat  etmelidir.  

Ancak şuanda  çocuğunuz  kaç  yaşında  olursa olsun  asla   geç   kalmış   sayılmazsınız. Çocuğunuzun sorumluluk sahibi bir  birey  olması   için   adım adım,   gerekenleri   yerine  getirmek,  davranış değişikliği  için üzerinize düşenleri    yapmanın  huzurunu   size   yaşatacaktır.


Çocuğumuzun   doğuştan   getirdiği   zeka  seviyesi   her ne olursa olsun, hücreler  arasında oluşan   bağlar   onun  hafıza  gücünü   artırır.   Oluşmasını   arzuladığımız  bu bağlar da Çocuğa   sunduğumuz  uyarılarla   oluşur.  

Bu   uyarıları  desktekleyen    faaliyetler  arasında, çocuğumuza   verdiğimiz   sorumluluklar  da yer alır.  Çünkü    çocuğun   üzerine  aldığı bir   sorumlulukta    elde  ettiği   tecrübe   yaşamın diğer alanlarında  da  uygulaması  için birer  deneyim  olur.   Örneğin  oyuncaklarını    toplamayı   öğrenen  bir  çocuk,   ileride  aldığı sorumluluklarda   malzemelerini   toplama  için   bir   tecrübe   kazanmış  olacaktır.

Fırsat   Verilmeli
Çocuklarımızın   karakterini   şekillendiren    faktörlerin   başında  yakın  çevresinin tutumlarının   önemine     dikkat  çektik    Bu  konuda  sadece  model  olmak   yetmez   çocuğa
karşı  tutumlarınız  da  onun  kişiliğini   şekillendirir.   Örneğin   küçük  yaşta yemek
yiyebilecekken   6  yaşına  kadar   büyükleri tarafından  beslenmiş   bir  çocuk, aynı  tutumlar
devam  ederse  evlendiğinde  de  yemek   yapma sorumluluğunu  üstlenemeyebilir.

Sorumsuz   bir    neslin  yetişmemesi  için  ebeveynler  eğitimciler  davranışlarını  çok  iyi   
bilmelidirler   Örneğin   hayatınızda   ilkez  yemek  yaptığınız    günü   hatırlıyor musunuz 
yaparken  yalnız mıydınız?   yoksa   sürekli  sizi  eleştiren  biri  varmıydı  yanınızda ?


İlkez  yiyenler    önce   eksikliklerinizi  mi   söylemişti   Yoksa sürekli   sizi  eleştiren  biri varmıydı    yanınızda    ilkez   yiyenler önce  eksiklerinizi  mi   söylemişti  yoksa  yemeğinizin  
güzelliklerinimi.

Konuk Yazar zerrin_ce




Share
Bizi Takip Edin

Canım sen bildiğini yap



Abdi İpekçi Kaleminden İnönü  Atatürk'ü Anlatıyor 

Atatürk'ün  başbakanlığından  ayrılışımıza  dair  şimdiye  kadar  çok şey  yazıldı.  çok şey
söylendi.   Bu  meseleyi  aydınlatılacak  bir  açıklama  yapmanızı   rica  edebilir miyim?

Bu  akşam  üzeri  sofrada  kavga  eder gibi olduk,  aramızda münakaşa  geçti   Ertesi  gün Atatürk'le  görüştük.  Kendisinin  bana söylediği   şuydu   şimdiye  kadar  bin  meselede  bin defa  kavga  ettik.   

Ama az  çok  kapalı  kavga  ettik.   Akşam  pek  aleni  oldu, bir müddet çekilmen,  İstirahat  etmem  lazım Minnettar  olurum   sana dedim, çok teşekkür  ederim dedim.  
Hakikatten  kendime  hakim  olamayacak  bir  vaziyetti,  olabilir oluyor,  Hepimizin  her gün   yanımızda  bulunanlarla,  birlikte  çalıştıklarımızla   başına   gelen  mesele.

Atatürk'le  aranızın  açılmasın da  etrafınızdakilerin,  sofrada  kilerin  telkinleri  mi   etkili  olmuştur. 
Şimdi  mühim  mesele   budur.  Bakın  bir  hatıramı  anlatayım. İçeride  karışıklıkların  olduğu, birtakım   ciddi  mesele  belirdiği bir  sıra idi.  Atatürk   ile   oturmuş,  vaziyeti  mütalaa ediyorduk .

Birden   bana   şunları   söyledi.   Rejim  aleyhtarlarının  bir  tek ümitleri  vardır,  bir tek  ümitleri  kalmıştır.   

Aramızda   çıkacak  ihtilaf   seninle   benim  aramda  çıkacak ihtilaf  içeride,  dışarıda   ümit  buna  bağlanmıştır. Hatırında olsun bu.  İşte  ondan  sonra  herkes  her  şeyi   her  vesile ile
söylerdi.  Bunlar  hiç  tesir  etmezdi   Atatürk'e   Hasta  olduktan   sonra  tesir   etmeye  başladı.
Hastalığı  ilerledikten  sonra  dedikodulardan  müteessir  olmaya  başladı.  Benim  teşhisim
budur.  

Atatürk  ile  birlikte  çalışmamızı  iki   ayrı   devrede  izah   edebilirim.  Başlangıçtan  hastalığına   kadar  şöyle  olmuştur.   Akşamları   bir   araya   gelir.  toplanırız.  o  coşar, biz coşarız.   

Meydan  okuyucu  birtakım   konuşmalar  olur.  Hepimiz  katılırız  buna  Atatürk
dahil,   şöyle   yapalım  böyle   yapalım,  diye  birtakım   kararlar  alır  ve  gece  geç  vakit
dağılırız.  Ertesi  sabah  uyanınca  düşünürüm . 

Dün  akşam  birtakım şeyler konuştuk birtakım kararlar   aldık,   Hemen  kalkar,  Atatürk'e giderim.  Onu yatakta  iken uyandırır oturup   konuşuruz. 

 Söylerim   dün  akşam  biz  yine  coştuk,   şunu  yapalım  bunu  yapalım
diye   kararlar   aldık.   Ama  olacak   şeyler  değil,  nasıl   yapacağız  Canım  sen  bildiğini  yap
der   bana.   
Sonra  bir  devir  oldu   Yine   aynı  şekilde,    akşamları  toplanıp, alınmış  kararları    ertesi   sabah   görüşmeye  gittiğimde  artık  sen  bildiğini  yap  demiyordu, ısrar  ediyordu  bu sefer
asabi oluyordu  esaslı   bir  değişiklik  olmuştu  Atatürk'te.   

Doktorlarına  sordum. hastalığın bir  safhası  dediler.  Yani   demek  istediğim  şudur ki,   Atatürk'ün   sıhhati  ciddi olarak   bozulduktan   sonra  sinir  hakimiyeti  sinir  süküneti   zayıflamıştı.  Bu durum birlikte çalışmalarınızı  etkiliyor,  ve  etrafında  ona  telkinlerde  bulunanlar  için  ümitli  bir  hal yaratıyordu.

Vazifeden   ayrılmanız  bir  dargınlık  şeklinde mi  olmuştu,  Ondan sonraki  görüşmeleriniz 
nasıl  geçmişti?   Mesela  hastalığı   ağırlaştığı   zaman  sizin de  bulunmanızı  istediği söylenir.
bu  olayı   nasıl   yorumluyorsunuz?

O konsültasyonu   hatırlamıyorum.   Yalnız hastalığı  ilerlediği   zaman  beni  görmek istemiş Dolma  bahçe'de  Sarayı'na   çağırtmıştı.  Zannediyorum  mart  ayı  idi, Gittim, Atatürk'e Dolma  bahçede   misafir   oldum.  Bir  hafta   kadar  kaldım.  orada   Sıkı   bir  perhiz  ve kontrol   altında   idi.   Dostça,   yani   aramızda  hiçbir şey   olmamış  gibi  konuştuk.

Konuk yazar zerrin_ce 

BENZER KONULAR :
Abdi İpekçi'nin İnönü Röportajı





Share
Bizi Takip Edin

Abdi İpekçi ve Ses getirecek Kitabı



Abdi İpekçi ve "İnönü Atatürk'ü Anlatıyor" adlı kitabının serüveni.

Abdi  İpekçi  1929'da   İstanbul'da  doğdu. İlk  ve  orta öğrenimini  Galatasaray  Lise sinde, 
tamamladı.  İstanbul   Üniversitesi  hukuk  Fakültesinde   başladığı  yüksek  öğrenimini  yarım
bıraktı.   
Yeni  sabah,  İstanbul  Ekspres' te   çalıştı.  Çeşitli  kademelerinde  görev alıp en uzun
süreyle  görev  yaptığı  Milliyet' de  genel  yayın   müdürü  ve   başyazar  oldu. 

Milliyet   gazetesinde   baş yazıları  kadar  röportajlarıyla  da dikkat  çekti. 1 şubat 1979 da Mehmet  Ali  Ağcanın  suikastına   kurban  gitti.  Ölüm  emrini  kimin  verdiği   sorusu  aradan 
geçen  uzun  yıllara  rağmen  cevapsız   kaldı.

1968   Yılında  Milliyet 'gazetesi' nin   Genel  yayın  yönetmeni   Abdi  ipekçi  Ankara'ya gitti.
İsmet  İnönü,  bizim   gazeteye  10  kasım  için  Atatürk'ü   anlatacak.   Çok  nefis  bir  dizi
olacağına  inanıyorum  Yarın   saat   14'de   randevumuz  var  ikimizi   bekliyor  dedi. 
Gazeteci  Mete Akyol,  o günü  şöyle  anlatıyor.  Taşınabilen türde  bir  ses  alma  aygıtına  sahip olmak, bir  gazeteci  için  o  yıllarda,  bulunmaz   Hint  kumaşı'  değerinde  bir  ayrıcalık  oluşturuyor.

Yayın  genel    yönetmenim,   Ankara da  devletin   ve  partilerin  ileri gelenleriylegörüşmelerini,   bu  ayrıcalığım,  nedeniyle,   bensiz yapamıyordu.  İsmet İnönü ' ye  yine birlikte  gidecektik. 

Abdi  İpekçiye  göre,  Birinci  dünya Savaşın'da  cephelerde  çok  önemli görevlerde bulunmuş Milli  mücadele'de   Efkanı   Harbiye i  Umumiye, Reisliği'inden  Garp  cephesi  Kumandan'lığına   kadar   birinci   plandaki   askeri  faaliyetlerini,  Mondros, Mütarekesi ve Lozan  Barış  Konferansı, başdelegeliği   gibi   büyük  siyasi  görevlerle  tamamlanmış,
Cumhuriyet,   kurulduktan  sonra  başbakan  olarak  uzun  yıllar  olayların içinde yaşamış baş rolü  oynamış  İsmet  İnönü,  hatıraları  en  çok  merak edilen  devlet adamlarından biri.

İşte  ikinci  adam,  Cumhuriyet'in   kurucusu  Mustafa  Kemal,  Atatürk'ü  Abdi İpekçiye
anlattı.   Ve   bu  söyleşi,   bir   kitap  olarak   Ka  Kitap  tarafından  yayımlandı. 
Atatürk'ün  ölümünün  75'inci   yılında   onu  saygıyla  anıyor.  sizi   bu   söyleyişle  baş başa bırakıyoruz.

Konuk yazar zerrince__

BENZER KONULAR :
Abdi İpekçi İnönü ile birlikte




Share
Bizi Takip Edin